2019
yılının sonlarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi
altına alan Covid-19 pandemisinin sosyal, siyasal, ekonomik ve psikolojik
yansımaları yaşamımızın ortasına aniden konumlanan bir gerçeklik oldu. Sosyal
mesafe, karantina, hijyen, maske gibi kavramlar hayatımıza hızlı bir giriş
yaptı. Çeşitli korkular, kaygı ve stres duygularıyla başa çıkma durumunda
kaldık ve kalmaya devam ediyoruz.
Salgın, hepimizde hastalığın bize ve
yakınlarımıza bulaşması korkusuna neden oluyor. Hayatımızda şimdiye kadar
rastlamadığımız büyüklükte bir belirsizlik var ve ne yapmamız gerektiğini de
tam olarak bilmediğimiz için kendimizi yetersiz hissediyoruz. Bu iki durumun
birleşimi bir yandan kaygıyı arttırıyor diğer yandan kaygının kontrol
edilmesini zorlaştırıyor. Sevdiklerimizden ayrı kalmak, bağımsızlığımızı
kaybetmek, kontrolümüzü yitiriyormuş gibi hissetmek, dışarıdan zorla dayatılan
bir şeye riayet etmek, kendimizin ve çevremizdekilerin sağlık durumuyla ilgili
belirsizlikler ruh sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor.
Pandemi, özellikle karantina, döneminde sık
görülen ruhsal yakınmalardan bazıları; kafa karışıklığı, konsantrasyon
bozukluğu, öfke, suçluluk hissi, uyuşukluk, tükenmiş hissetme ve kaygıya bağlı
uykusuzluk. Yine bu dönemde akut stres bozukluğu, travma sonrası stres
bozukluğu, majör depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, uyum bozukluğu gibi
ruhsal bozukluklarda artış gözlemlenmekte.
Peki tüm bunlar yaşanırken ruh sağlığımızı
koruyabilir miyiz? Elbette. Aşağıda ruh sağlığımızı korumak için
uygulayabileceğimiz bazı yöntemleri sizler için derledim.
Pandemi süresince dayanıklılığınızı arttırmak için
yapabileceğiniz şeyler:
•
Bedeninize
iyi bakın. Sağlıklı, dengeli yemekler yemeye çalışın, düzenli egzersiz yapın,
bolca uyuyun, alkol ve uyuşturuculardan kaçının.
•
COVID-19'la
ilgili medya yayınlarına gereğinden fazla maruz kalmaktan kaçının. Haberleri
izlemeye, okumaya ya da dinlemeye mola verin. Tekrarlayan biçimde krizi duymak
ve görüntüleri görmek üzücü olabilir. Normal yaşamınıza dönmek için
hoşlandığınız diğer bazı etkinlikleri yapmaya çalışın.
•
Rahatlamak
için zaman ayırın ve yoğun duyguların geçeceğini kendinize hatırlatın.
•
Diğer
kişilerle bağlantı kurun. Endişelerinizi ve nasıl hissettiğinizi bir
arkadaşınız ya da aile üyenizle paylaşın. Sağlıklı ilişkileri sürdürün.
•
Umut
duygusunu koruyun ve olumlu düşünmeyi deneyin.
Salgın döneminde bağışıklık sistemimizin önemi çok fazla
arttı. Düzenli uyku, bağışıklık sistemimizin kuvvetli olmasında önemli
etkenlerden biri. Kaliteli bir uyku için gerekli şartların oluşmasını sağlayan
kurallara "uyku hijyeni" denir. Aşağıda uyku hijyenine yönelik
öneriler yer almakta:
•
Her
gün aynı saatlerde uyuyup uyanın
•
Yatmadan
önce gevşeme yöntemleri uygulayın
•
Yatmadan
en az bir saat önce elektronik cihazları kullanmayı bırakın.
•
Gece
uykuya dalamadığınızda yatakta kalıp uyumaya kendinizi zorlamayın
•
Gün
ışığı almayı ihmal etmeyin.
•
Gündüz
uyumaktan kaçının.
•
Düzenli
egzersiz yapın.
•
İdeal
bir uyku ortamı oluşturun. Uyuduğunuz yer karanlık, sessiz ve serin olsun.
•
Uyku
saatine yakın yemek yemeyin.
•
Çay
ve kahve tüketiminize dikkat edin.
Gerginlik Ve Kaygı İle Başa Çıkmak İçin Uygulanabilecek
Yöntemler:
Yaşanılan
zorlayıcı döneme bağlı olarak ortaya çıkan stres belirtilerini önlemeyi ya da
azaltmayı hedefleyen yöntemler, sanılanın aksine, bir takım olumsuz duygulardan
(korku, üzüntü, öfke gibi) kurtulmayı hedeflemez; bu olumsuz duyguları fark
etmeye ve anlamaya çalışmakla başlar. Stres yönetiminde göz önünde
bulundurulması gereken fiziksel aktivite ve beslenmenin yanı sıra, çeşitli
gevşeme teknikleri de travmatik stresle başa çıkmada kullanılması önerilen
kanıta dayalı yöntemlerdir (WHO 2013).
1- Diyafram Nefesi: Gün içinde
birkaç kez ve her seferinde en az beş tam nefes şeklinde alınan diyafram
nefeslerinin vücuda alınan oksijenin kan ve hücreleri güçlendirdiği; stres
sırasında hücrelerde sıkışıp kalan kirli havayı temizlediği; astım, uykusuzluk,
enerji düşüklüğü, yüksek tansiyon, kaygı, kalp hastalıkları ve migren gibi
sorunlara iyi gelebildiği aktarılmaktadır. Stres yönetiminde etkili olduğu
kanıtlanan bu egzersizlerin, bilimsel dayanağı olmayan “nefes terapisi” gibi
isimlerle anılan uygulamalarla karıştırılmaması önemlidir. Göz açık ve varsa
kapı çıkış noktasını görebileceği bir konumda, yatarak değil rahat bir koltukta
gevşeme hareketlerinin yapılması önerilir.
•
Rahat
ettiğiniz bir şekilde oturun ya da yatağa uzanın.
•
Burnunuzdan,
dört saniyeye yayarak nefes alın.
•
İçinize
çektiğiniz havayı iki saniye tutun.
•
Yine
burnunuzdan, sekiz saniyeye yayarak nefesinizi bırakın.
•
Kısa
bir an ara verin ve yine burnunuzdan dört saniyeye yayarak nefes alın, iki
saniye tutun ve sekiz saniyeye yayarak geri verin.
•
Denemeye
devam edin.
2- Dengeleme (Grounding): Zihne
istem dışı giren düşünceleri kontrol altına almayı sağlayan bu teknikte amaç,
duyularımız aracılığıyla çevre ve bedenimizle ilgili farkındalığı sağlamak ve
içinde bulunulan ana geri getirmektedir. Ellerinizi ve ayaklarınızı serbest
bırakacak şekilde, rahat bir pozisyonda oturun.
•
Nefesinizi
yavaş ve derin şekilde alıp vermeye başlayın.
•
Etrafınıza
bakın ve sizde herhangi bir rahatsızlık veya stres hissi uyandırmayan beş
objenin adını zihninizde tekrarlayın.
•
Yavaş
ve derin nefes alıp vermeye devam edin.
•
Şimdi
etrafınızda duyduğunuz seslere kulak verin ve sizde herhangi bir rahatsızlık ya
da stres hissi uyandırmayan beş sesi zihninizden geçirin.
•
Yavaş
ve derin nefes alıp vermeye devam edin.
•
Ve
şimdi bedensel duyumlarınıza ve nasıl hissettiğinize dikkat etmeye çalışın ve
sizde herhangi bir rahatsızlık ya da stres hissi uyandırmayan beş hissin ne
olduğunu zihninizden geçirin.
•
Nefesinizi
yavaş ve derin şekilde alıp verin.
3- Aşamalı Kas Gevşetme: Rahatça
oturun, ancak uyumanıza yol açacak bir pozisyondan kaçının. Nefes alıp verme
hızınızı yavaşlatın. Hazır olduğunuzda, ilk kasınızı gereceksiniz. Her bir kas
grubunu, gerginliği iyice hissedene kadar (ancak ağrı duymayacak şekilde)
gerdiğinizden emin olup, beş saniye boyunca germeyi sürdürmeniz; ardından aynı
kas grubunu gevşetip on saniye boyunca bu gevşeme halini hissetmeniz gerekiyor.
Bunu aynı kas için iki kez tekrarlayacaksınız. Kasınızın gergin ve gevşemiş
hali arasındaki farkı hissetmeye çalışın.
İlk
olarak sağ elinizi ve kolunuzun alt kısmını gerecek şekilde yumruğunuzu sıkın,
beş saniye bekleyin, bırakın, bırakın, on saniye bu gevşemiş hali duyun. Şimdi
aynı şekilde yine sağ elinizi yumruk yapın ve kolunuzun alt kısmındaki
gerginliği de hissedin, bekleyin ve bırakın. Şimdi, sağ üst kolunuzu germek
için, kasınız ortaya çıkacak şekilde alt ön kolunuzu omzunuza yanaştırın.
Gerginliği beş saniye boyunca hissedin ve bırakın, gevşemiş hali on saniye
sürdürün. Germe ve gevşetmeyi aynı şekilde tekrarlayın. Germe ve gevşetmeye şu
kas gruplarıyla devam edin:
•
Sol
el ve alt ön kol
•
Sol
üst kol
•
Alın
(Kaşlarınızı, şaşırmışsınız gibi bir ifade alacak şekilde, mümkün olduğunca
yukarı kaldırın)
•
Gözler
ve yanaklar (İyice sıkın)
•
Ağız
ve çene (Ağzınızı, esnediğiniz zamanki gibi geniş bir şekilde açın)
•
Boyun
(Buradaki kasları gererken yavaş ve dikkatli olun. Mümkünse yüz üstü yatın ve
tavanda bir noktaya bakacakmışsınız gibi başınızı kaldırın)
•
Omuzlar
(Omuzlarınızı kulaklarınıza yaklaştırırken kaslarınızı gerin)
•
Sırt
(Omuzlarınızı birbirine yanaştırmaya çalışırmışçasına arkaya doğru itin)
•
Göğüs
ve mide (Göğsünüz ve mideniz şişecek şekilde derin nefes alın)
•
Kalçalar
(Kalçanızdaki kasları sıkın)
•
Sağ
üst bacak
•
Sağ
alt bacak (Kramp girmesini önlemek için bunu yavaşça ve dikkatli bir biçimde
yapın. Ayak parmaklarınızı kendinize doğru gererek bacağınızı kasın)
•
Sağ
ayak: (Ayak parmaklarınızı diğer yöne doğru gerin)
•
Sol
üst bacak
•
Sol
alt bacak
•
Sol
ayak
Gevşeme egzersizini video aracılığı
ile yapmak isterseniz; http://tpdegitim.psikiyatri.org.tr/Covid19.aspx?code=406474532 linkten uygulama videosuna
ulaşabilirsiniz.
Sağlıkla kalın.
Psikolog Selin Banu Özcan
Selin Hanım elinize sağlık. Çok faydalı bilgiler edindik.
YanıtlaSilÇok güzel olmuş hayırlı uğurlu olsun 🍀
YanıtlaSil