Çoğumuz hayatımızda
mucizeler olsun isteriz. Öyle anlar olur ki hemen bir mucize olmasını, sihirli
bir değneğin gelmesini ve tüm problemleri yok etmesini bekleriz. Peki ya
mucizeler, hayatın ta kendisinde, her gün olup biten sıradan olaylarda
gizliyse? Etrafımız aslında mucizelerle doluyken biz fark etmiyor olabilir
miyiz? Sorunlarımıza aşırı bir şekilde kendimizi kaptırmak bizim dikkatimizi
etrafımızdaki olumlu şeylerden uzak tutar. Zaman zaman kendimizi olayların iyi
yönlerine odaklanmak yerine sadece problemlere odaklanmış bir halde
bulabiliriz. Peki ya böyle durumlarda size şu soruyu sorsam; “Farz et ki gece uyurken bir mucize oldu ve
hayatındaki tüm sorunlar çözüldü. Sabah uyandığında hayatında nelerin değiştiğini
fark ederdin?” Bu soruyu kendimize sormak, bir gün yaşadığımız problemler olmadan uyandığımızda her
şeyin nasıl olabileceği konusunda
düşünmemizi sağlar. Çoğunlukla, problemsiz bir geleceği düşünmekte ve amaç
belirlemekte zorlanabiliriz. Böyle durumlarda bu soruyu kendimize sorup
vereceğimiz cevapları düşünerek problem odaklı olmaktan çıkıp olaya çözüm
odaklı yaklaşabiliriz. Fakat bu sadece
başlangıçtır. Unutmayın, bir gecede
büyük bir değişiklik olmaz. Mucizenin gerçekleşmesi için fark etmek ve
harekete geçmek gerekir. Harekete geçmekten bizi alıkoyan nedir? Dış faktör var
mıdır ya da biz mi kendimizi engelliyoruz? Evet, zaman zaman önümüzdeki en
büyük engel kendimiz olabiliriz. Tüm bunların farkında olmak ve günden güne
hayatımızın daha iyi olacağını hayal
etmek, istediğimiz şeyi başarmaya bizi daha da yakınlaştırır.
Sevgiyle kalın,
Psikolog Selin Banu Özcan
Yorumlar
Yorum Gönder